Sarah Rector 18 yaşına geldiğinde net servet değerinin 1 milyon doların üzerinde olduğu tahmin ediliyordu, yani bugünkü değeriyle yaklaşık 28 milyon dolar. Bu servet ilginç bir şekilde, federal hükümet tarafından verilen istenmeyen topraklardan geldi.
Bu ‘istenmeyen’ arazinin ayrıntılarını inceleyelim: Sarah 20.Yüzyılda yoksulluk içinde doğmuştu ve nasıl ‘Amerika’nın en zengin siyahi kızı’ oldu.
Sarah, KöIeIeştirilmiş İnsanlardan Geldi
Sarah Rector, 1902’de yoksulluk içinde doğmuştu. Oklahoma’daki Muscogee Nation’ın bir üyesiydi ve üye olarak, bölge 1907’de devlete dönüştüğünde bir arsa aldı.
Ulusun her üyesi toprak almıştı ancak Sarah Rector istenmeyen bir toprak aldı.
Hükümet ilişkilerde dürüst değildi, en azından tamamen değildi. Araziyi şahıslara verdiler ama ayrımcılık vardı.
KöIeIeştirilmiş siyahi torunlara tahsis edilen araziler genellikle kayalıktı ve çiftçilik için asla ideal değildi. Ancak beyaz yerleşimciler daha fazla ekilebilir arazi aldılar.
Sarah’nın arazisi toplam 160 dönümdü ve bugünün değeri 556.50-15.000 dolar olarak belirlendi. Zemin hiç verimli görünmüyordu ve üstelik Sarah’nın ailesi yılda 30 dolar ödeyecekti.
Arazi, bir varlık ya da kazanç olmak yerine daha çok yükümlülük haline geldi ve çift bu yüzden kızlarının mülkünü satmaya karar verdi. Daha sonra, eyalet yasası reşit olmayanlara ait arazilerin satışını yasakladığı için bu yükü ortadan kaldıramayacaklarını anladılar. Sarah sadece dört yaşındaydı.
Aile, hükümet yasağının aslında çok büyük bir nimet olduğunu bilmiyordu.
Sarah Nasıl Zengin Oldu?
Sarah’nın babası araziyi satamazdı ama kiralayabilirdi. Tam olarak bunu yaptı ve arsayı bir Pittsburgh petrol şirketine kiraladı.
1913 sonbaharında Sarah Rector’un arazisini işleten bağımsız bir sondajcı siyah altın bastı ve telif ücretini günde yaklaşık 300 dolara yani bugünkü karşılığıyla 8.000 dolara getirdi.
Kısa süre sonra birkaç dergi Sarah’nın ‘dünyanın en zengin zencisi’ olduğu haberini vermeye başladı.
O zamanlar yasaya göre, siyahi ebeveynler çocuklarının vesayeti için direkt hak sahibi değildi.
Bir mahkeme dilekçesini imzalamak ya da beyaz bir vasi talep etmek için uzun bir yol katetmek zorunda kaldılar. Sarah’nın ailesi ikincisini seçti ve onun için beyaz bir vasi aldı; Thomas Jefferson Porter.
İlginç bir şekilde, Sarah’nın babası arsada petrol keşfedilmeden çok önce Jefferson’ı koruyucusu olarak seçmişti. Yine de gazeteler, çoğu zaman olduğu gibi gerçekleri doğru bir şekilde algılamadı ve farklı bir hikâye olarak ele aldı.
Dergiler gerçekleri çarpıttı ve beyaz koruyucu toprağın petrolünü öIdürürken Rector ailesinin nasıl yoksulluk içinde yaşadığını yayınladı.
Dergiler Yanlış lrkçıIık Hikayelerini Öne Çıkardı
Ulusal Renkli İnsanlar Derneği (NAACP) ve W.E.B Bois’in davaya dahil olması gerektiğinden, haberler oldukça sorun yarattı. Bir adaletsizlik gibi görünen sorunu düzeltmeleri gerekiyordu.
Du Bois, ülke hakimine yazdı, ancak etrafta dolaşan yanlış bilgilerden emindi. Hâkim, Porter’ın Sarah’nın toplam gelirinin nasıl yüzde ikisinden bile daha azını aldığını doğrulayarak cevap yazdı.
Ayrıca hâkim, ailenin yaşam koşullarına dair güvence verdi: Beş odalı, tamamen mobilyalı bir kulübede yaşıyorlardı ve Sarah için bir yatılı okul ayarlandı.
Sarah, vasisi servetten yararlanmadığı için şanslıydı. Dahası, yerel kanun onu da koruyordu, diğer siyahi çocuklar servetlerinden doIandırıldı.
O zaman, Sarah Rector’un net değeri, petrol gelirinde yaklaşık 750.000 dolara ulaştı, yılda 100.000 dolardan fazla getirdi.
Sarah’ın Kansas City’deki Sonraki Hayatı
Sarah, lisesini Kansas City’de bitirdikten sonra kalıcı olarak oraya taşındı.
Net değeri, gençliğinde 1 milyon dolardan daha fazlaydı, bugün 28 milyon dolardan fazla. Oklahoma’daki dönümlük tarım arazisi, Kansas City’deki iş yatırımı ve petrol sahaları arasında yayılmış bir serveti vardı.
Sarah sadece kasabanın değil, aynı zamanda karşı sınırın da ilgi odağıydı. Şansı dünyanın her yerinden ilgi gördü. Almanya’ya kadar uzanan taliplerinden gelen evlilik teklifi yağmuruna tutulduğunda sadece 13 yaşındaydı.
Sonunda Kansas’ta tanıştığı eski bir kolej futbolcusu ile evlendi. Çift, süslü arabalar sürerken kendilerini yerel kraliyet ailesi olarak tanıttılar ve Duke Ellington, Joe Louis ve Count Basie gibi ünlüleri konaklarında ağırladılar.
Afrika Üssü Alıntıladı:
Rector ailesi sonunda Sarah’nın hayata başladığı o hava koşullarına bağlı iki odalı kabinden çok uzak olan bir eve taşındılar. Bu ev, görkemli bir taş evdi. Rector Konağı olarak tanındı.
Büyük Buhran Sarah’nın değerini de etkiledi, ancak zaman içindeki net değeri bir spekülasyon meselesi. 1967’de 65 yaşında yaşamını yitirdi ve şansın neler yapabileceğine dair bir örnek oluşturdu.
Kansas’taki Rector konağı günümüzde de varlığını sürdürüyor. Sarah’nın torunları, burayı şehirden geri almayı ve Sarah’nın hayatını sergileyen bir müzeye dönüştürmeyi umuyor.
Büşra Betül ÖZTÜRK