Bazen bilimsel bulgular insanların tipik düşüncelerinden çok daha farklı olabiliyor. Örneğin; birçok köpek sahibi köpeklerinin “masadan yemek çaldığında sυçIυIυk hissettiğinden” veya “komşunun evcil hayvanını sevdikleri için kıskançlık“ duyduklarından eminler. Gerçekten de köpeklerimizin davranışları genelde sυçIuIuk duymuş veya kıskanmışlar gibi görünüyor. Ancak bilim insanları bu davranışları abarttığımızı veya yanlış yorumladığımızı öne sürüyor.
Belki de siz de tüylü arkadaşınızla tipik “ köpek” durumunuzu tecrübe etmişsinizdir. Eve geldiğinizde didik didik edilmiş bir çöp kutusu veya yerin üzerinde bir hediye bulmuş olabilirsiniz. Doğal olarak öfkelendiniz ve köpeğiniz de sυçIu hissediyor gibi duruyor.
Deneysel araştırmalar bu durumları tekrar canlandırdılar. Örneğin; araştırmalardan birinde köpek yenmemesi emredilmiş bir yemek ile aynı odaya koyuldu. Köpekleri emire uymuş veya uymamış bir şekildeyken sahiplerinin odaya girmesi gözlendi.
Önemli olarak araştırmacılar köpek sahiplerine köpeklerini tek başlarına bıraktıklarında ne yaptıklarını düşündüklerini de not etti. Şöyle ki durumlardan birinde sahip köpeğinin yemeği çaldığını düşünüyordu ancak köpek çalmamıştı!
Sonra araştırmacılar, köpeklerin tipik “sυçIu” görüldüğü anda sahibe bakmaktan kaçınmak, pati vermek, uysallıkla yerde sürünmek, kulakları enseye doğru yatırmak, kuyruğu bacak arasına kıstırmak gibi davranışlarında bulunduğunu analiz ettiler.
Sürpriz olarak, aslında köpekler bu “sυçIu” davranışlarını gerçekten ”sυçIu” hissettiklerinde yapmıyorlar, sahipleri onları azarladığında yapıyorlardı!
Yani bu ‘sυçIu’ davranışı kabahatlerından ötürü sυçIuIuk duymaktan çok basitçe sahiplerinin tavırlarına bir cevap veriyorlar. Sahiplere köpeklerini azarlamamaları basitçe köpeklerinin sυçIu görünüp görünmedikleri tahmin edilmesi istendiğinde doğru bir tahminde bulunamadılar. Köpekler yalnızken yaptıkları şeyden muaf bir karşılama yapmışlardı.
Peki bir köpek kıskanç olabilir mi?
Kıskançlık çevreden karşıt şeylerden birini kendine istediğinde verdiğin bir miktar negatif duygusal ve davranışsal cevap olarak açıklanabilir. Yapılan deneyde deney olan köpeklere olumlu duygular beslemediği kişi ya da canlıların sevildiği veya beslendiği gibi pozitif eylemler gösterildi.
Örneğin köpekler bakıcılarının gerçekçi bir oyuncak köpeği övdüklerini ve etkileşimde bulunduklarını izlediler. Sahiden bazı deneklerin üzüldüğünü ve sahte köpeğe karşı agresif tutum izledikleri görüldü. Başka bir çalışmada köpeklerin bakıcıları sahte köpeğe yiyecek verdiğinde bazen agresif tutumda bulundukları görüldü.
Ancak bu araştırmaların hiçbirinde sahte köpeğin denek köpekler tarafından gerçek olarak algılandığına dair bir kanıt yok. Ayrıca, köpeklerin sosyal hassasiyetini ve mükemmel koku duyusunu ele alırsak sahte bir köpeği gerçek bir köpek gibi algılaması pek olası değildir.
Bazı araştırmalar köpeklerin gerçek ve sahte (doğal olmayan) durumları ayırt edebildiklerini gösteriyor. Örneğin birileri yalandan kalp krizi geçirdiğinde.
Aynı zamanda köpekler, oyuncak köpeği gerçek türdeşi olarak algılıyor olabilirler. Bu da kıskançlığı saptamak için önemli bir nokta. Bu sebeple başka bir araştırmada birlikte yaşamış iki köpek test edildi. Araştırmada sahipler karşıt köpekleri yanına aldı. Köpekler durumu dikkatlice izledikleri ancak agresif bir tutumda bulunmadıkları gözlemlendi. Genelde köpekler biri veya ikisi de umursanmadığında benzer davranış gösterdiler.
Durumun köpekler tarafından anlaşılmayacak kadar karışık olması da mümkün. Etkileşim üç bireyi içeriyordu; insan, rakip ve deneysel köpek. Tabii ki köpekler sahiplerinin onlara iyi bir davranışta bulunduklarını anlayabiliyorlar ve sonraki durumlarda da o insanı seçiyorlar.
Ancak potansiyel kıskançlık içerecek durumlarda denek insanla doğrudan bir etkileşim içerisinde değil, denek sadece o insanın rakibe olan tavrını gözlemlemiş oluyor. Öyle ki köpekler üçüncü kişilerin girdiği durumları anlamakta zorluk çekiyor olabilir. Bir deney köpeklerin insanları dolaylı tecrübelere göre değerlendiremediklerini gösteriyor.
İnsanın başka bir köpeğe “iyi’ veya “umursamaz” davranışlarını gözlemledikten sonra köpeklerin dolaylı olan bu tecrübe sonucunda “iyi” olanı özellikle seçmedikleri gözlemlendi.
Fakat hala sahipler komşunun köpeğine ilgi gösterirken kendilerinkinin katılmaya çalıştıklarını söylüyorlar. Genelde kendi köpeklerinin komşu köpeği ile aralarına girmeye çalıştıklarını söylüyorlar. Bu o zaman kıskançlık olmalı değil mi? Bu, köpeğin kendine istediği bir şey için rakibe karşı negatif duygu ve davranışta bulunmasını kapsar! Ancak yine de bunun için alternatif bir cevap bulunuyor.
Mesela sahip komşu köpeğini sadece sevmiş olmuyor aynı zamanda onunla bizim köpekler için kullandığımız özel bir konuşma biçimi ve hareketleri kullanarak onunla iletişime geçmiş de oluyor. Bu da köpeğimizin bu davranışlara yanıt olarak yanımıza yaklaşmış olması muhtemel. Hatta belki de köpeğimiz bunu direkt “sevilme vakti!” olarak da algılıyor olabilir.
Özet olarak, köpekler pek de sυçIυluk veya kıskançlık hissetmiyor. İnsanların “sυçIuIuk” olarak nitelendirdikleri davranış aslında köpeğin insan davranışlarına olan bir cevabı.
Aynı şekilde “kıskançlık” da insan davranışlarına bir cevap olabilir. Başka bir deneysel veri zıddını kanıtlayana kadar davranışların açıklaması budur. Yakın dostlarımızın davranışları insanları kıskanç veya sυçIu hissettiğindeki davranışlarına göre yorumlandığı için genelde yanlış anlaşılıyor. Biz insanlar olarak alternatif yanıtları aklımızda bulundurmalı ve köpeklerin hangi duygulara sahip olup olmadıklarını kabullenmeliyiz.
Sıla Canbülbül